Melda Bekcan Fan Sitesi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Melda Bekcan Fan Sitesi

Melda bekcan ve fanlarının buluşma noktası
 
AnasayfaAnasayfa  KapıKapı  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Şirk Meselesi

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
ZuhalZeynep
Yeni üye
Yeni üye
ZuhalZeynep


Mesaj Sayısı : 15
Kayıt tarihi : 27/04/08

Şirk Meselesi Empty
MesajKonu: Şirk Meselesi   Şirk Meselesi EmptyPtsi Nis. 28, 2008 7:23 pm

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ


Şirk


Bu ayetlerde Allahr17;ın asla affetmeyeceği, amelleri boşa çıkarıcı ve sahibini ebedi cehenneme götürecek bir şeyden bahsediliyor; şirk...

O halde nedir bu şirk?

Onu bilmemiz gerekir ki bilmeyerek dahi olsa amellerimizi boşa çıkarıp bizi ebedi cehenneme sürüklemesinden korunabilelim. Zira şirki bilmeyen kişi her an şirke düşebilir.


Şirk:

Kurr17;an ve sünnette ibadet olarak bildirilen şeylerin Allahr17;tan başkasına veya Allahr17;la beraber bir başkasına yapılmasıdır.


Allah-u Teâlâ Kurr17;an ve sünnette şirki çok net ve açık bir şekilde açıklamış ve bu konudaki bilmemeyi mazeret olarak kabul etmemiştir.

Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

"Onların çoğu ortak koşmadan Allah'a inanmazlar." (Yusuf: 106)

Allah-u Teâlâ bu ayette içinde şirkin bulunduğu imanı kabul etmeyeceğini ve insanların çoğunun da bu şekilde ibadetlerine şirk karıştırarak iman ettiklerini bildiriyor. Fakat Allah insanların çoğunun bunu yapmasını mazeret olarak kabul etmemiş, onları müslüman olarak isimlendirmeyip müşrik olarak isimlendirmiştir. Çünkü Allah ancak kendisine şirksiz olarak yapılacak iman ve ibadeti kabul eder.

Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

"Allah'a ortak koşanlar, nefislerinin küfrünü göre göre Allahr17;ın mescidlerini onaramazlar. Onların yaptıkları boşa çıkmıştır. Ve onlar, ateşte ebedi kalacaklardır." (Tevbe: 17)

"De ki: r16;Allahr17;tan başkasına ibadet etmemi mi bana emrediyorsunuz ey cahiller?"

Sana ve senden öncekilere şöyle vahyedildi:

"Andolsun ki eğer (Allah-u Teâlâ'ya) ortak koşarsan amelin boşa çıkar ve ziyana uğrayanlardan olursunr17;." (Zümer: 64-65)

"Muhsin olarak (iyilik yaparak) yüzünü Allah'a çeviren kimse muhakkak, sapasağlam bir kulpa sarılmıştır. Bütün işlerin sonu Allah'a döner." (Lokman: 22)

Ayette geçen "muhsin olarak" kelimesi "şirk koşmamak" anlamındadır.

İbadetler, Allahr17;tan başkasına Allahr17;la beraber dahi olsa yapıldığında Allah-u Teâlâ'ya şirk koşulmuş olur.

İnsanların çoğu; "ibadet nedir?" diye sorulduğunda "namaz, oruç, hac, zekat, kurban kesmek" gibi ibadetleri sayarlar ve bunların Allah-u Teâlâ'dan başkasına yapılmasının şirk olacağını söylerler. Fakat Allah-u Teâlâ bunların dışında da bazı ibadetlerin olduğunu ve bunları insanların çoğunun bilmediğini bildiriyor.


Bu meselenin daha iyi anlaşılması için birkaç örnek verelim:


1 - Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

"Hüküm vermek yalnız Allah'a aittir. Allah, kendisinden başkasına değil yalnız Or17;na ibadet etmenizi emretmiştir. Dosdoğru din işte budur. Fakat insanların çoğu bilmezler." (Yusuf: 40)

Allah-u Teâlâ bu ayeti kerimede bize hüküm vermenin "yalnız kendisine ait" olduğunu ve yalnızca kendisinin hükmüne itaat edilmesi gerektiğini emrettikten sonra, "hükümlerine itaatin de bir ibadet olduğunu" bu nedenle kendisinden başkasının hükmüne itaat etmenin şirk olduğunu bildiriyor.

Ayetin devamında ise bunun- yani yalnız Allahr17;ın hükümlerine itaatin- ibadet olduğunu da insanların çoğunun bilmediğini belirtiyor. Allah katında geçerli olan dinin de ancak hükmün tamamen Allah-u Teâlâ'ya tanındığında mümkün olacağını "dosdoğru din budur" sözüyle ifade ediyor.

Hüküm ancak gerçek ilahlık sıfatına sahip olan Allah-u Teâlâ'ya aittir. Çünkü bu hak Allahr17;tan başkasına verildiğinde o kişiye ibadet edilmiş olunur. Halbuki Allah ayette yalnız kendisine ibadet edilmesini emrediyor.

"Yalnız Or17;na ibadet etmenizi emretti."

Allahr17;ın hakkı olan hüküm verme yetkisi; ister Allahr17;la beraber başka birisine, isterse sadece Allahr17;ın dışındaki birisine verilsin, bu hak her kime tanınırsa ona ilahlık sıfatı verilmiş olur. Velev ki ona: "Sen ilahımızsın" denmese bile. Çünkü bu hak her kime verilirse ona ibadet edilmiş olunur. İnsanların çoğu Allahr17;tan başka bir varlığa namaz kılındığında, onun için oruç tutulduğunda veya onun için haccedildiğinde bu varlığa ibadet edilmiş olunacağını kabul ediyorlar. Fakat bunlar gibi bir ibadet olan hüküm verme yetkisinin Allahr17;tan başkasına verilmesinin ona ibadet olduğunu anlamıyorlar.

Allah-u Teâlâ bu ayette işte bu gerçeğe işaret ediyor ve "İnsanların çoğu bilmezler." buyuruyor. Yani; insanların çoğu hüküm verme yetkisini tanıdığı kişi ya da kişilere ibadet ettiklerini bilmiyorlar. Fakat Allah-u Teâlâ onların dosdoğru din üzerinde olmadıklarını bildiriyor.

Dosdoğru din üzere olmak ise; ancak bütün hüküm verme yetkisinin yalnız Allah-u Teâlâ'ya verilmesiyle sağlanabilir. İşte ayette geçen "dosdoğru din"in manası budur.

Bazı kimseler yeryüzüne İslamı hakim kılmak için, küfür düzeninin darr17;ün-nedveleri olan meclislerde parti kurup, bunu bir araç olarak kullanabileceklerini iddia ediyorlar. Bunu iddia edenler ya İslamr17;dan habersiz, ya hiç kafası çalışmayan kimseler, ya da Allahr17;ın istediği İslamı planlı bir şekilde ortadan kaldırmak için çalışan kimselerdir.

Zira parti kurarak iktidara adaylık koymak tağutluk talebinde bulunmaktan başka bir şey değildir. Çünkü Allahr17;ın hükümleri dışında hükümler koyan ve Allahr17;ın hükümlerinden başka hükümlerle hükmeden bir kişi veya meclis yalnız Allahr17;ın hakkı olan hüküm verme yetkisini kendi üzerine almış, haddini aşmış ve tağut olmuş olur.

Bu iş Allahr17;ın rızasını kazanmak ve onun dinini hakim kılmak amacıyla yapılsa dahi, her kim oylarıyla veya başka bir yolla bu partilere yardım eder ve onları desteklerse yalnız Allah-u Teâlâ'ya tanınması gereken hüküm verme yetkisini Allahr17;tan başka bir varlığa tanıdığı için ona ibadet etmis ve kafir olmuş olur.

İslam yalnız Allah-u Teâlâ'ya kulluğu emretmektedir. Yaratılana kulluğu değil. Yaratılana kul olunarak İslam hakim kılınamaz.

İnsanları önce yaratılana kulluk ettirip daha sonra Allah-u Teâlâ'ya kulluk ettirmekten daha sapık ve daha cahil bir düşünce olabilir mi?

Allahr17;ın haram kıldığı (yasak dediği) haram, helal kıldığı (serbest dediği) helaldir. Allahr17;ın helal kıldığı şeyi yasaklayan veya haram kıldığı şeyi serbest bırakan kişi ya da kişilere tabi olanlar ve itaat edenler, onlara ibadet etmiş olurlar.


2 - Allah-u Teâlâ Kurr17;anr17;da şöyle buyuruyor:

"Yalnızca sana ibadet eder, yalnızca senden yardım dileriz." (Fatiha: 4)

"Rabbinizi yardıma çağırıyordunuz. O, r16;ben size birbiri peşinden bin melekle yardım ederimr17; diye cevap vermişti." (Enfal: 9)

Allah-u Teâlâ bu ayetlerde yardım istemeyi ve yardıma çağırmayı överek bunların ibadet olduğunu bildiriyor.

İnsanın sıkıntı durumunda yalnız Allah-u Teâlâ'ya dua ederek yardım istemesi Allah-u Teâlâ'ya yapılması gereken bir ibadettir. Fakat sıkıntıya düşen bir kişi ölü olan veya kendisini duyamayacak durumda olan birinden yardım ister veya onu yardıma çağırırsa yalnız Allah-u Teâlâr17;nın elinde olan bir şeyi Allah-u Teâlâ'dan başkasından istediği için şirk koşmuş olur. Böyle yapan bir kişi diğer ibadetleri Allah-u Teâlâ'ya yapsa bile yardım isteme ibadetini Allahr17;tan başkasına yaptığı için Allah bütün amellerini boşa çıkarır.




3 - Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

"Allahr17;ı bırakıp da kıyamet gününe kadar cevap veremeyecek olan, kendisine yapılan dualardan habersiz kalan şeylere ibadet edenlerden daha sapık kim olabilir?" (Ahkaf: 5)

"Allahr17;ı bırakıp da sana ne fayda ne de zarar veremeyecek şeylere ibadet etme. Eğer bunu yaparsan sen de zalimlerden olursun.

Allah seni bir zarara uğratırsa onu senden kaldıracak ancak Or17;dur. Sana bir iyilik dilediği takdirde Or17;nun nimetini engelleyecek bir kuvvet de yoktur. O, bunu kullarından dilediğine eriştirir. O, Gafurr17;dur, Rahimr17;dir." (Yusuf: 106-107)

Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

"İyi bilinmelidir ki halis din Allahr17;ındır. Allahr17;ı bırakıp Or17;ndan başka dostlar edinenler: "Biz onlara ancak bizi daha çok Allah'a yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz" derler. Muhakkak ki Allah aralarında ihtilaf ettikleri hususlarda hüküm verecektir. Şüphesiz ki Allah yalancı ve kafir olan kimseyi hidayete erdirmez." (Zümer: 3)

Bu ayetlerde:

"Allah-u Teâlâ'ya yaklaşmak niyetiyle bile olsa" ibadetleri Allahr17;tan başkasına yapan kişinin kafir olduğu bildirilmiştir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Şirk Meselesi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Melda Bekcan Fan Sitesi :: Sizden Gelenler :: Forum Dışı-
Buraya geçin: